Özlem ne kadar yakınsa özlenen o kadar uzakta…Arabesk yaşıyorum uzun zamandır. Özlüyorum, bekliyorum… Bazen nefret ediyorum, bazen de aşka geliyorum. Başkalaşmış, yaşanmış, unutulmaya yüz tutmuş acıları kendimce yaşatmaya çalışıyorum. Virane gibi öylesine yaşıyorum. İstiyorum, dokunmak, sarılmak, öpmek… Yapamıyorum… Teselliyi alkolde buluyorum, onu dost seçiyorum çaresizliğime, yalnızlığıma ama ben yine de seni özlüyorum… Çevremi izliyorum; yaşananları, istenenleri vs. Hiç bir şey dolduramıyor küçük yaşanmışlıkların dayanılmaz boşluğunu. Edebiyat yapıyorum seni doldurmuyor, arabesk yapıyorum tırnağın olamıyor. Gün geçtikçe değişiyor, olgunlaşıyorum… Jazz dinliyorum acımı dindirsin diye. İsyan ediyorum içimden her şeye… Dışavurumun güçlüğümü kavrayıp ben yine üzülen oluyorum, (yıllarca üzen olduktan sonra) bana en çok da o koyuyor. Di’li geçmiş zamanda kalmasın istiyorum hiç bir şey değersiz olmasın istiyorum hiç kimse. Olmuyor, ben yine seni düşünüyor, ilk kezmiş gibi ağlıyorum. Taze kalsın istiyorum her şey. Acım da sevincim de canlı dursun sen ol hayatımda hüznünle sevincinle istiyorum. Dimdik bir aşk yaşamak istiyorum çaresiz kalmak değil istediğim. Hala çok güzel seni anlatmak, senden bahsetmek, unutamamak…
“hala çok güzel hakkında konuşmak senin,
bir beyhude çabasına daha girişmek seni methetmenin,
sana küfretmenin
hala çok güzel hakkında konuşmak”
Yılmaz ERDOĞAN
Sana bağırmak geliyor içimden yada seni sevmek olmasan da yanımda…
Yalvarmak istiyorum kal benimle diye, haykırmak istiyorum seni sevdiğimi herkese…
Yapamıyorum sevilmeyeceğimi bile bile koşulsuzca sadece istiyorum…
Kozanı çıkarmak istiyorum yaklaşmak, ama tensel değil bu yakınlık duygusal tamamen…
İçini dökmeni istiyorum meraklarımı dindirmeyi, içim daha da çok acısın istiyorum belki de ama sana yakınken olsun bunlar…
Yapamıyorum…
Tenine dokunamıyorum, sesini duyamıyorum, tartışamıyorum, şarkılarımız olmuyor artık bizim kavgalarımız olmuyor…
Ben sadece seni özlüyor, istiyor, bekliyorum…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder